365organik Sertifikalı Organik Ürünler
Ekozel Himalaya Kristal Tuzu 500 gr
İyot ilave edilmemiştir
Himalaya DaÄŸları'nın Karakum Bölgesindeki doÄŸal tuz kaynaklarında üretilmiÅŸtir. Pakistan'dan ithal edilmiÅŸtir.
İçindekiler: Sodyum Klorür %98.92; DoÄŸal mineraller %1.08
Gün ışığına direkt maruz kalmamalıdır. Kuru ve serin ortamda aÄŸzı kapalı muhafaza edilmelidir.
Gıda kullanımına uygundur.
Himalaya Kristal Tuzu, 300 milyon yıl önce Himalaya DaÄŸları’nın oluÅŸumu sırasında kurumuÅŸ denizlerin yüksek basınç altında sıkışması ile oluÅŸmuÅŸ ve elmas gibi saflaÅŸmıştır.
Himalaya tuzu, doÄŸada bulunan ve suda çözülebilen mineral ve birçok iz elementin yanında oluÅŸtuÄŸu dönemin saflığını içerir. Himalaya tuzu, milyonlarca yıl öncesinde kurumuÅŸ deniz yataklarının kristalleÅŸmesiyle oluÅŸan, molekülleri ile hücre zarından geçebilen tek doÄŸal tuz olarak adını aldığı Himalaya daÄŸlarından geliyor. Himalaya Tuzu 84 mineral ve iz elementi içinde barındırır. Dünyada baÅŸta Himalaya olmak üzere 5 yerde üretimi yapılmaktadır.
SaÄŸlık için himalaya tuzu kullanmak kendimiz için yapabileceÄŸimiz bir iyiliktir. Yapısı itibarıyla kristal halde olduÄŸu için, suda çözünen tek kristaldir. DoÄŸada bulunan tek saf tuzdur
Himalaya Tuzunun OluÅŸumu
Günümüzdeki Hint yarımadası yerkürenin ÅŸekillendiÄŸi dönemde ada'ydı ve Asya kıtası ile çarpıştı. Bu çarpışmanın etkisiyle, dünyamızın en yüksek noktası Everest'i barındıran Himalaya daÄŸları oluÅŸtu.
Bu oluÅŸum sırasında arada kalan deniz tabanı düzleÅŸerek suyun buharlaÅŸmasına neden oldu. Böylece deniz tuzunu bu bölgeye bıraktı.
Bugün, büyük bir kısmı Pakistan toprakları içerisinde olan tuz havzası ve tuz madenleri, bölgede sanayi ve yerleÅŸim olmadığı için kirlenmeden günümüze ulaÅŸmıştır. Bu nedenle iÅŸlenmesine gerek kalmadan gıda maddesi olarak kullanılabilmektedir.
Himalaya Tuzunun Özellikleri:
Himalaya tuzu doÄŸadaki en saf tuz olarak bilinir.
Himalaya tuzu 200 milyon yılda oluşmuştur.
İçerisinde 84 tane mineral olduÄŸu kanıtlanmıştır.
Damarlarda sertleÅŸme yapmaz.
SaÄŸlıklı bir yaÅŸam için, doÄŸru su (ph dengesi olan), doÄŸru tuz, temiz hava ve doÄŸru beslenmek ÅŸarttır.
Vücut hücrelerinin iç sıvı dengesinin ve sinir sisteminin elektriksel faaliyetini destekler.
SaÄŸlıklı ya da hasta olan herkes bu tuzu kullanmalı, diÄŸer tuzu hayatından çıkarmalıdır.
Tadı normal tuz tadından daha keskindir. Himalaya kristal tuzları sole, sofra tuzu ve banyo tuzu olarak kullanımı yanı sıra tuz kristalleri çözeltisi ile İnhalasyon olarak da kullanılır.
Susadığımız zaman içmemiz gereken bir madde olarak görmek gerekir. Her gün ama her gün susayalım, vücudun ihtiyacı olan suyu ve tuzu almamız gerekir. SaÄŸlıklı ve dengeli geliÅŸmelerini saÄŸlamak için, çocuklarımıza da su içmeyi öÄŸretmemiz gerekir.
Himalaya kristal tuzuyla, saÄŸlığınızı korumak ya da geri kazanmak için tuzlu su kürü uygulamaya baÅŸladığınız zaman, evinizdeki rafine edilmiÅŸ tuzu da hemen mutfağınızdan uzaklaÅŸtırmanız gerekir. Yoksa bir taraftan hazır yiyeceklerde aldığımız tuz, öbür taraftan evde kullanılan rafine edilmiÅŸ tuz, yaptığımız kürün doÄŸru sonuçlara ulaÅŸmasını engeller.
Vücudun asit ve baz dengesini olumlu etkiler.
Vücudun elektrik yükünü olumlu etkiler.
Dolaşım sistemini ve organlarını olumlu etkiler.
Kan basıncının düÅŸmesine sebep olur.
Vücutta biriken toksinlerin ve ağır metallerin dışarı atılması saÄŸlar.
Tuzun Tarihçesi
Tuzun Tarihsel Anlamı
Atalarımız tuzun deÄŸerini çok iyi biliyordu. Bir tuz madenine rastladıklarında onu bir hazine gibi koruyorlardı. O zamanlar tuz altından daha deÄŸerli bir madendi. Romalı askerlerin ödemesi tuzla yapılırdı, günümüzde kullanılan ve ‘’aylık maaÅŸ’’ anlamına gelen İngilizce kökenli ‘‘salary’’ kelimesi de buradan geliyor. İnsanlığın hayatta kalabilmesi için tuz, altından daha deÄŸerliydi. Ancak ‘’sofra tuzu’’ olarak bildiÄŸimiz tuzun atalarımızın koruduÄŸu tuzla hiçbir ilgisi yok. Sofra tuzu rafine edilmiÅŸ bir kimyasaldır ve sadece iki element barındırır; sodyum ve klorür. Çünkü dünya genelinde üretilen tuzun yaklaşık % 93’ü tamamen endüstriyel amaçlar için kullanılıyor. Endüstrinin ise sadece sodyum klorüre ihtiyacı var, zira sodyum klorür sayesinde her türlü kimyasal iÅŸlem süreci kolaylıkla gerçekleÅŸtirilebiliyor.
Ne var ki sodyum klorür tek başına alındığında bedenimiz tarafından agresif bir madde olarak algılanıyor ve beden bu maddeyi dışarı atmaya çalışırken bol miktarda suya ihtiyaç duyuyor.
ÇoÄŸumuzun bedeninde aşırı dozda sodyum klorür bulunmasına raÄŸmen tuz eksikliÄŸi yaşıyoruz. Oysa her insanın günlük olarak sadece 0,2 gram tuza ihtiyacı var. Günlük tuz tüketimimiz 0,2 gramın altına düÅŸtüÄŸünde bedenimiz tuz yoksunluÄŸu yaÅŸamaya baÅŸlıyor. Günümüz Batı Avrupa’sında günlük sofra tuzu tüketimi 12 ila 20 grama ulaÅŸtı! Ancak böbreklerimiz, bedenimizin yaşına, yapısına ve cinsiyetine göre günlük olarak sadece 5 ila 7 gram sofra tuzunu dışarı atabiliyor.
Günümüzde doktorlar tuz tüketimini yasaklıyor, ancak doÄŸal kristal tuz saÄŸlığımız için vazgeçilmez bir maddedir. Aşırı tuz yoksunluÄŸu ölüme bile sebep olabilir.
Kaynak: Dr. Barbara Hendel 2001 ALMANYA
NOT: Tuz bir ilaç deÄŸil, doÄŸal gıdadır. Tuz kullanımı için doktorunuzun önerilerini dikkate alınız. Yazılanlar doktor uyarısı yada önerisi deÄŸildir. Yalnızca bilgi verme amaçlıdır.